Ülkemizde yaklaşık her 10 kişiden birinde üriner sistem taş hastalığı bulunmaktadır. Özellikle Güney-Doğu Anadolu ve Ege bölgelerinde daha sık rastlanmaktadır. 40-50 yaşlar, hastalığın en sık görüldüğü yaşlardır. Kadın ve erkekte eşit oranda görülmektedir. Ayrıca, ülkemiz çocuklarda taş hastalığının yaygın olarak görüldüğü bölgelerden biridir. Üriner sistem taş hastalığı tekrar etme olasılığı yüksek olan bir hastalıktır ve 10 yıl içerisinde hastaların yarısında tekrarlamaktadır.
Taş oluşumu genetik, çevresel ve hastaya bağlı (fiziksel ve kimyasal) faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Az sıvı tüketilmesi, obezite, sık idrar yolu enfeksiyonları geçirilmesi, idrar yollarında anatomik bozuklukların (at nalı böbrek, at nalı şeklinde böbrek gibi) bulunması, proteinden zengin beslenme, aşırı tuz tüketilmesi gibi diyet dengesizlikleri, bazı böbrek ve karaciğer metabolik hastalıkları ve son olarak bazı ilaçlar taş oluşum riskini arttırmaktadır.
Böbrek taşı hastalığının tedavisindeki ana hedef, böbrek sağlığını bozan taşın girişimsel yöntemlerle (Şok dalga tedavisi, kapalı ve açık cerrahi) tam olarak ortadan kaldırılması olsa da, taşın tekrar oluşumunun engellenmesine yönelik tedaviler bir o kadar önemlidir. Bu nedenle her bir hasta için taş oluşum nedenlerini ortaya koyacak metabolik değerlendirme yapılmalıdır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda diyet önerileri ve ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Sonuç olarak, sizi tedavi eden üroloji uzmanına mutlaka taş hastalığının tekrarlamaması için yapılması gerekenler sorulmalı ve gerekli öneriler alınmalıdır.
Böbrek taşı olan hastalar taş oluşumunu önleyebilmek için günde en az 2-2,5 litre idrar çıkaracak kadar sıvı tüketmelidirler. Yaz aylarında bu miktara ulaşabilmek için daha fazla sıvı tüketmeleri gerektiği unutmamalıdır. En sık görülen taş cinsi olan kalsiyum okzalat taşlarından korunmak için diyet önerileri ise şunlardır:
• Dengeli ve çeşitlendirilmiş bir diyet uygulamak gerekmektedir.
• Bol miktarda sebze, meyve (özellikle turunçgiller) ve lifli gıdalar tüketilmelidir.
• Yumurta, mercimek, beyaz pirinç, soyulmuş elma, üzüm, karnabahar ve kabak gibi düşük okzalat içeren gıdaları daha fazla yemeğe çalışılmalıdır.
• Kalsiyum içeren süt ve süt ürünlerinin (günlük 1000 miligramı geçmemeli) kesinlikle kesilmemesi gerekir. Kesilmesi taş oluşum riskini arttırmaktadır.
• Diyetteki tuz miktarı (3-5 gr) azaltılmalıdır.
• Özellikle hayvan etinde bol bulunan protein tüketimi azaltılmalıdır. Bunun yerine avokado, karnabahar ve bezelye yenebilir.
• Vücut ağırlığınızın kontrol altında tutulması ( Vücut kitle indeksi 18-25 kg/m2 arasında olmalı) ve düzenli egzersiz yapılması taş oluşum riskini azaltacaktır.
Sonuç olarak, böbrek taşı hastalığı ülkemizde en sık rastlanan ve yol açtığı olumsuz durumlar nedeniyle böbrek sağlığını ciddi derecede bozabilen önemli bir hastalıktır. Daha önce taş hastalığı hikayesi olanların üroloji uzmanları tarafından düzenli olarak kontrol edilmeleri ve taş oluşumunun engellenmesine yönelik tedaviler verilmesi hastalardaki böbrek yetmezliği riskini belirgin derecede azaltacaktır.